Pages

Saturday, June 18, 2011

Koruklar Oldu , Koruk Suyu Zamanı


Sokak çok güzelleşti ,yemyeşil,  asmanın gölgesi başka bir gölge oldu.Koruk suyu zamanı geliyor,bir hafta sonra koruk suyu zamanı,bekleriz.

Friday, June 17, 2011

YAŞAM OKULU YENİDEN! 1- 7 Temmuz 2011









“ilim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir,
sen kendini bilmez isen,
bu nice okumaktır?”
Yunus Emre
Bu okulda yaşamın yalın ve olağan döngülerini, doğanın kendisinde, derede, tarlada ve okulun içinde fark edeceğiz. Geçmişin unutulmuş bilgeliklerini öğreniyoruz. Doğanın örüntülerinden, masalların erdem ve arı düşüncesine, düşünme ve öğrenme yetileri ediniyoruz. Yaşam Okulu’nda, kendinizi ve sizi çevreleyen evreni tanıyacaksınız. Gezegeni,bugünü ve geçmişi anlayacaksınız. Gezegenin gereksindiği bilgileri keşfedeceksiniz. 
Buğday Derneği ve Atlas’ın ortaklığı ile gerçekleştirilen Yaşam Okulu programı ikinci kez  Buğday’ın Kazdağları’ndaki merkezinde 1-7 Temmuz tarihlerinde tekrarlanıyor.
Programın başlığı “İÇİMİZDEKİ DOĞA VE DOĞANIN İÇİNDEKİ BİZ” olarak belirlendi.
Programdaki konu başlıkları ve eğitmenler şöyle;
  • Doğanın Dili, Güven Eken – Doğa Derneği
  • Örüntü Gözü, Mustafa F. Bakır – Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü
  • Örüntü Sistemleri ve Kaotik Yapılar, Mekanizmalar, Dr. Sinan Canan
  • Nasıl düşünür, nasıl hatırlar, nasıl algılarız?, Dr. Sinan Canan
  • Sağlığın ve Hastalığın Doğası, Dr. Günnur Başar – Şifahane
  • Gezegeni kurtaran masallar, Özcan Yüksek – Atlas Dergisi
  • Doğanın ve yaşamın farkındalığı: Haiku, Burcu Arık – Doğa Güncem
  • Anadolu Sembolizmi – Ahmet Yazman
  • Yerleşimin ve Kültürün kökenleri, Dr. Necmi Karul – İ.Ü. Arkeoloji Bölümü Prehistorya A.B.D.
Ders mekanı olarak Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nin taş yapı binası kullanılacak, bunun yanı sıra zeytinlikler, dere boyundaki yürüyüşler, tartışma oturumları, Tugay Başar ile beden perküsyonu ve pratik egzersizlerle yaşam deneyimi için fırsatlar yaratılacak. Ateş başı sohbetleri, gökyüzü gözlemi ve oyunlarla devam eden Yaşam Okulu, prehistorik bir yerleşim olan Bursa – Aktopraklık Kazı alanında sona erecek.
Yaşam Okulu katılımcıları başvurular arasından seçilerek belirlenecek. Kontenjan 20 kişi ile sınırlı. Başvuruda bulunmak isteyenler özgeçmişlerini ve bir sayfalık niyet mektuplarını ve konu ile ilgili sorularını 23 Haziran 2011 tarihine kadar info@camtepe.org adresine veya  0532 671 90 67 nolu telefona iletebilirler. Detaylı bilgi ve program için www.camtepe.org, ve www.yasamokulu.org

Sunday, June 5, 2011

Baharda Tarlakusu sokağı

Baharda Tarlakusu sokagı, asmalar uyandı, mor salkım uyanıyor...cumhuriyet caddesi postane karsı sokagımızda...

Ayvalık’ta yerel lezzetler şenliği

Ayvalık’ta yerel lezzetler şenliği



Balıkesir’in zeytinyağıyla ünlü deniz kasabası Ayvalık, son dönemlerde ünlenen Cunda Adası, mis kokulu pazarları, Sarımsaklı plajı ile yazlık sayfiyelerinden. Ayvalık’ta geçirdiğim iki gün boyunca nefis zeytinyağı ile pişirilmiş yeni yemekler, börekler ve tatlılarla tanıştım.


Ayvalık Belediyesi Kültür İşleri Başdanışmanı olan Ali Akdamar, yerel lezzetleri yaşatmak, Ayvalık’ta bulunan adalardan mübadele ile buraya göç etmiş ve Ayvalıklı olmuş insanların mutfaklarını öne çıkarmak amacıyla bir etkinlik düzenledi. “En iyi tarif benimki” sloganı ile tüm Ayvalıklı hanımları yemek yarışmasına davet etti. Aslında amaç yarıştırmak değil, unutulmaya yüz tutmuş bu yemekleri gün yüzüne çıkartıp Ayvalık’taki mutfak zenginliğini ortaya koymaktı. İstanbul’dan bir grup yemek yazarı, araştırmacı, gurme mutfak dostu ile Ayvalık’ta buluştuk.

Aileleri Bosna’dan göç etmiş olan Boşnak hanımların yemeklerini tadarak programa başlayacak, ardından Girit yemekleri ile akşam yemeği yiyecek ertesi gün öğle yemeğimizde ise Midilli yemeklerini tadacaktık. Ayrıca Cunda’da Ayvalık yerel lezzetlerini, yeme-içme kültürünü konuşacağımız bir panel vardı. Keyifli bir sabah kahvaltısı ile Ayvalık’ta güne başlamak kadar güzel bir şey olamazdı. İstanbul’da halen serin havalar devam ederken Ayvalık güneşinde kemiklerimiz ısındı. Meşhir sepet peyniri yani kelle peyniri, zeytin reçeli, vişne reçelli tatlı taze lor ile kahvaltımızı yaptıktan sonra soluğu Cunda pazarında aldık.



Aman Allahım! Bu ne cümbüş… renkler, lezzetler, kokular ve tatlar birbirine karışmış adeta…Sevgili Nevin Halıcı ile güzel bir Pazar arkadaşlığı yapıp önce Datça bademi, sonra Ayvalık Tulumu, Kelle peyniri, Eğriburun zeytini ve biraz da tatlı lor aldık. Yeşil erikler, çilekler derken ben dayanamayıp bir koca kutu Dikili çileği aldım. Pazar çıkışında klasik mekan Taş Kahve’nin önünde oturup yorgunluk çaylarımızı yudumlarken çilekleri de afiyetle yedik.

Ayvalık’ta konakladığımız belediye işletmesi olan Boğaziçi Otel’e geldiğimizde Ayvalıklı hanımlar yemeklerini getirmişler restoranda bizi bekliyorlardı. Nurcan, Perihan ve Feray hanımlarla sohbet ederken bir yandan da yemekleri tattık ve tariflerini aldık. Taze fasulye çorbası, kırmızı biber dolması, Soğan dolması, Kırmızı biber kızartması. Potoplika adlı börek kurban bayramının 1. Günü kuzu gerdan
boyun eti) ile yapılan bir börek. Zelenika ise sadece yeşil otlar ve mısır unuyla yapılan börek tarzı bir fırın yemeği. Tatlıiş ise pekmez, kurufsulye, pirinç ve çok azda sirke ilave edilerek yapılan bir tatlı. Nişasta, pekmez, su ve cevizle yapılan bir tür helvaya benzeyen tatlının adı ise Çuhter.

Akşam yemeği için Cunda adasının ucuna doğru güzel bir akşam üstü yürüyüşü yaparak ulaştığımız Club AliBey’de güler yüzlü hanımlar karşıladı bizi. Yemeklerini heyecanla yapmışlar tattırmak için sabırsızlanıyorlardı. Cunda pazarında gördüğümüz o kocaman baklalar salata olmuş, kabaklar bol soğan, sarımsak ve domatesle zeytinyağlı olarak pişmiş, susamlı tatlılar kızartılmıştı. Lorlu lokma böreklerinin üzerine pudra şekeri serpilmek üzere hazırdı. Mutfak ziyaret edip sohbet ettiğim ve biraz da tarif aldığım hanımlarla bir hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedim. Nazife İzbek, Neriman Ark, Şirin Coşar, Ümit Döleç, Adile Yatkın ve Aliye Demirezen’in ellerine sağlık. Sevgili Gökçen Adar, yemekte o akşam çok duygulandı ve “evimde gibiyim, sanki yemekleri de Annem yapmış gibi” dedi.



Gerçekten de bol soğanlı, pirinç, taze nane, dereotu, maydanoz ve domatesle çiğden yapılmış yaprak sarmaların tadına doyamadık. Yoğurtlu enginar, enginarlı pilav, ekşili kabak, bakla salatası, semizotu salatası… Mayalı hamurla yapılan ve ortasına tatlı lor konularak top şeklinde kapatılıp yağda kızartılan lokma böreği enfesti. Üzerine pudra şeker serpilerek servis edildi. Bursa, Kütahya gibi illerimizde Çatal tatlısı olarak da bilinen tatlıya çok benzeyen Kuru Tava Tatlısı da zeytinyağında kızartılmış olmasına rağmen son derece hafifti.


Midilli yemekleriyle yerel lezzetler şenliğinin sonuna gelmiştik. Ada köftesi, peynirli cevizli ezme, iç pilavlı börek, kabak çiçeği dolması ve Lor tatlısını tadarken Ayşe Yılmaz ve Havva Taylan hanımlarla da sohbet etme fırsatı bulduk. Ada köftesinin genellikle sabah kahvaltısı için yarı yarıyaekmek ve kıymadan yapıldığını söyleyen ada göçmeni hanımlardan kahvaltıda çay içme geleneğinin de olmadığını öğrendik. Midilli mutfağında kahvaltıda ceviz, incir reçeli, turunç, vişne reçeli tüketilirmiş. Ada köftesinin en önemli özelliği harcının biraz cıvık olması ve kaşıkla alınıp un bulunan tepside yuvarlanarak dışı unla kaplandıktan sonra yağda kızartılıyor olması. Tadı gerçekten de nefis, denemenizi tavsiye ederim.

Ülkemizin her köşesi ayrı bir cennet. Zengin tatlarımızı korumak, yaşatmak ve bizden sonrakilere aktarabilmek en önemli vazifelerimizden biri olmalı. Yemek ve sofra kültürü en temel ve en zengin ortak kültür olduğundan çok değerli. Kıymetini bilelim, yerel tatlarımızı yaşatalım. Bu güzel etkinlikle bir ilke imza atan Ayvalık Belediyesi’ne teşekkürler. Geleneksel hale getirilirse bir sonraki yıl katılımın daha çok olup kıyıda köşede kalmış yapılmayan ama büyüklerin bildiği daha fazla yemek tarifinin ortaya çıkaracağından eminim.

Ayvalık’ta çarşı turu ve gurmeko
Ayvalığın eski evlerini görmek üzere daracık sokaklarına tur attığımız sırada büyük bir çınarın altına tahta sandalyelerini atmış kahvehanenin önünde soluklanırken burnuma en fes taze ekmek kokusu geldi. Yanılmamıştım. Hemen yanımızda Ayvalık’a özgü peksimet, tatlı maya ekmeği yapan bir fırın vardı. Hepsi taptaze sıcacık çıkıyordu fırından. Ucundan bir parça kopardım sıcak sıcak. Nohut mayalı hamurları çok severim, çok beğendim tadını. Tam benlik! Devam ettik yürümeye ve Ayfer hanımın “Tarlakuşu-Gurmeko” adını verdiği şirin dükkanında kahve içmek üzere bir mola verdik. Sakızlı kahvesi meşhurmuş Ayfer hanımın. Tatmadan gitmek olmazdı. Organik ürünler, zeytinyağı sabunları, bitki çayları ve daha pek çok ürün satışı da yapılan mekanda dilerseniz bir masaya oturup çayınızı kahvenizi içebilirsiniz.
www.tarlakusu.com
adresini ziyaret etmenizde fayda var. Ayvalık’a yolunuz düşerse Cumhuriyet caddesinde bulunan mekana uğramadan geçmeyin.

Kuru Tava Tatlısı
Gerekli malzeme:
Hamur için:
1 yumurta sarısı
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı zeytinyağı
1 tutam tuz, 1 tutam şeker
Aldığı kadar un
Şerbeti için:
5 su bardağı tozşeker
4 su bardağı su
1 kaşık limon suyu

Hamur malzemesini yoğurup bezeler yapın ve baklava yufkası açar gibi açın. 2 parmak eninde uzunca şeritler kesip kendi etrafında döndürerek sarın. Zeytinyağında kızartıp soğuk şerbete atın. Ortalarına biraz susam serpip servis yapın.

Zeytinyağlı Ekşili Kabak
10-12 adet minik Girit kabağı
4-5 adet domates
5-6 diş sarımsak
2 kuru soğan
1 çay bardağı zeytinyağı, tuz, şeker
Üzerine taze dereotu
Soğanları piyaz doğrayın. Domatesleri soyup doğrayın. Sarımsakları dilimleyin. Zeytinyağında soğan, sarımsak ve domatesleri tuz ve şeker ilave edip rengi çıkana kadar pişirin. Kabakları ucundan dibine kadar ikiye kesin. Tencereye yerleştirip biraz su ilave edip pişirin. Servis etmeden önce üzerine biraz limon suyu sıkıp dereotu ekleyin.

Zeytinyağlı taze baklalı börülce
Gerekli malzeme:
1 kg taze börülce
1 çay bardağı zeytinyağı
3 kuru soğan
1 kase taze iç bakla
4 adet domates
5-6 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı şeker
2 su bardağı su
Doğranmış soğan, sarımsak ve domatesi tencereye koyup zeytinyağını ekleyin. Tuz ve şeker ilave edip domatesler suyunu bırakana kadar biraz pişirin. Baklaları ilave edin. Üzerine ayıklanmış börülceyi yerleştirin. Suyunu ilave edip hiç karıştırmadan önce hızlı ateşte, kayna başlayınca kısık ateşte olmak üzere 25-30 dakika kapağı kapalı olarak pişirin. Soğuyunca üzerine sızma zeytinyağı gezdirerek servis yapın.

Lor tatlısı(Şerbetli)
1 kg tatlı taze lorpeyniri
3 avuç un
3 yumurta
3 bardak su
3 bardak şeker
Lor peyniri, un ve yumurta yoğrularak hamur yapılır. Yumurta büyüklüğünde parçalar yuvarlanıp tepsiye dizilir. Kızarıncaya kadar sıcak fırında pişirilir ve çıkınca üzerine soğumuş şerbeti dökülür. Şerbetini çekince servis yapılır.

Tarlakuşu Basında

Saturday, June 18, 2011

Koruklar Oldu , Koruk Suyu Zamanı


Sokak çok güzelleşti ,yemyeşil,  asmanın gölgesi başka bir gölge oldu.Koruk suyu zamanı geliyor,bir hafta sonra koruk suyu zamanı,bekleriz.

Friday, June 17, 2011

YAŞAM OKULU YENİDEN! 1- 7 Temmuz 2011









“ilim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir,
sen kendini bilmez isen,
bu nice okumaktır?”
Yunus Emre
Bu okulda yaşamın yalın ve olağan döngülerini, doğanın kendisinde, derede, tarlada ve okulun içinde fark edeceğiz. Geçmişin unutulmuş bilgeliklerini öğreniyoruz. Doğanın örüntülerinden, masalların erdem ve arı düşüncesine, düşünme ve öğrenme yetileri ediniyoruz. Yaşam Okulu’nda, kendinizi ve sizi çevreleyen evreni tanıyacaksınız. Gezegeni,bugünü ve geçmişi anlayacaksınız. Gezegenin gereksindiği bilgileri keşfedeceksiniz. 
Buğday Derneği ve Atlas’ın ortaklığı ile gerçekleştirilen Yaşam Okulu programı ikinci kez  Buğday’ın Kazdağları’ndaki merkezinde 1-7 Temmuz tarihlerinde tekrarlanıyor.
Programın başlığı “İÇİMİZDEKİ DOĞA VE DOĞANIN İÇİNDEKİ BİZ” olarak belirlendi.
Programdaki konu başlıkları ve eğitmenler şöyle;
  • Doğanın Dili, Güven Eken – Doğa Derneği
  • Örüntü Gözü, Mustafa F. Bakır – Türkiye Permakültür Araştırma Enstitüsü
  • Örüntü Sistemleri ve Kaotik Yapılar, Mekanizmalar, Dr. Sinan Canan
  • Nasıl düşünür, nasıl hatırlar, nasıl algılarız?, Dr. Sinan Canan
  • Sağlığın ve Hastalığın Doğası, Dr. Günnur Başar – Şifahane
  • Gezegeni kurtaran masallar, Özcan Yüksek – Atlas Dergisi
  • Doğanın ve yaşamın farkındalığı: Haiku, Burcu Arık – Doğa Güncem
  • Anadolu Sembolizmi – Ahmet Yazman
  • Yerleşimin ve Kültürün kökenleri, Dr. Necmi Karul – İ.Ü. Arkeoloji Bölümü Prehistorya A.B.D.
Ders mekanı olarak Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi’nin taş yapı binası kullanılacak, bunun yanı sıra zeytinlikler, dere boyundaki yürüyüşler, tartışma oturumları, Tugay Başar ile beden perküsyonu ve pratik egzersizlerle yaşam deneyimi için fırsatlar yaratılacak. Ateş başı sohbetleri, gökyüzü gözlemi ve oyunlarla devam eden Yaşam Okulu, prehistorik bir yerleşim olan Bursa – Aktopraklık Kazı alanında sona erecek.
Yaşam Okulu katılımcıları başvurular arasından seçilerek belirlenecek. Kontenjan 20 kişi ile sınırlı. Başvuruda bulunmak isteyenler özgeçmişlerini ve bir sayfalık niyet mektuplarını ve konu ile ilgili sorularını 23 Haziran 2011 tarihine kadar info@camtepe.org adresine veya  0532 671 90 67 nolu telefona iletebilirler. Detaylı bilgi ve program için www.camtepe.org, ve www.yasamokulu.org

Wednesday, June 8, 2011

Sunday, June 5, 2011

Baharda Tarlakusu sokağı

Baharda Tarlakusu sokagı, asmalar uyandı, mor salkım uyanıyor...cumhuriyet caddesi postane karsı sokagımızda...

Ayvalık’ta yerel lezzetler şenliği

Ayvalık’ta yerel lezzetler şenliği



Balıkesir’in zeytinyağıyla ünlü deniz kasabası Ayvalık, son dönemlerde ünlenen Cunda Adası, mis kokulu pazarları, Sarımsaklı plajı ile yazlık sayfiyelerinden. Ayvalık’ta geçirdiğim iki gün boyunca nefis zeytinyağı ile pişirilmiş yeni yemekler, börekler ve tatlılarla tanıştım.


Ayvalık Belediyesi Kültür İşleri Başdanışmanı olan Ali Akdamar, yerel lezzetleri yaşatmak, Ayvalık’ta bulunan adalardan mübadele ile buraya göç etmiş ve Ayvalıklı olmuş insanların mutfaklarını öne çıkarmak amacıyla bir etkinlik düzenledi. “En iyi tarif benimki” sloganı ile tüm Ayvalıklı hanımları yemek yarışmasına davet etti. Aslında amaç yarıştırmak değil, unutulmaya yüz tutmuş bu yemekleri gün yüzüne çıkartıp Ayvalık’taki mutfak zenginliğini ortaya koymaktı. İstanbul’dan bir grup yemek yazarı, araştırmacı, gurme mutfak dostu ile Ayvalık’ta buluştuk.

Aileleri Bosna’dan göç etmiş olan Boşnak hanımların yemeklerini tadarak programa başlayacak, ardından Girit yemekleri ile akşam yemeği yiyecek ertesi gün öğle yemeğimizde ise Midilli yemeklerini tadacaktık. Ayrıca Cunda’da Ayvalık yerel lezzetlerini, yeme-içme kültürünü konuşacağımız bir panel vardı. Keyifli bir sabah kahvaltısı ile Ayvalık’ta güne başlamak kadar güzel bir şey olamazdı. İstanbul’da halen serin havalar devam ederken Ayvalık güneşinde kemiklerimiz ısındı. Meşhir sepet peyniri yani kelle peyniri, zeytin reçeli, vişne reçelli tatlı taze lor ile kahvaltımızı yaptıktan sonra soluğu Cunda pazarında aldık.



Aman Allahım! Bu ne cümbüş… renkler, lezzetler, kokular ve tatlar birbirine karışmış adeta…Sevgili Nevin Halıcı ile güzel bir Pazar arkadaşlığı yapıp önce Datça bademi, sonra Ayvalık Tulumu, Kelle peyniri, Eğriburun zeytini ve biraz da tatlı lor aldık. Yeşil erikler, çilekler derken ben dayanamayıp bir koca kutu Dikili çileği aldım. Pazar çıkışında klasik mekan Taş Kahve’nin önünde oturup yorgunluk çaylarımızı yudumlarken çilekleri de afiyetle yedik.

Ayvalık’ta konakladığımız belediye işletmesi olan Boğaziçi Otel’e geldiğimizde Ayvalıklı hanımlar yemeklerini getirmişler restoranda bizi bekliyorlardı. Nurcan, Perihan ve Feray hanımlarla sohbet ederken bir yandan da yemekleri tattık ve tariflerini aldık. Taze fasulye çorbası, kırmızı biber dolması, Soğan dolması, Kırmızı biber kızartması. Potoplika adlı börek kurban bayramının 1. Günü kuzu gerdan
boyun eti) ile yapılan bir börek. Zelenika ise sadece yeşil otlar ve mısır unuyla yapılan börek tarzı bir fırın yemeği. Tatlıiş ise pekmez, kurufsulye, pirinç ve çok azda sirke ilave edilerek yapılan bir tatlı. Nişasta, pekmez, su ve cevizle yapılan bir tür helvaya benzeyen tatlının adı ise Çuhter.

Akşam yemeği için Cunda adasının ucuna doğru güzel bir akşam üstü yürüyüşü yaparak ulaştığımız Club AliBey’de güler yüzlü hanımlar karşıladı bizi. Yemeklerini heyecanla yapmışlar tattırmak için sabırsızlanıyorlardı. Cunda pazarında gördüğümüz o kocaman baklalar salata olmuş, kabaklar bol soğan, sarımsak ve domatesle zeytinyağlı olarak pişmiş, susamlı tatlılar kızartılmıştı. Lorlu lokma böreklerinin üzerine pudra şekeri serpilmek üzere hazırdı. Mutfak ziyaret edip sohbet ettiğim ve biraz da tarif aldığım hanımlarla bir hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedim. Nazife İzbek, Neriman Ark, Şirin Coşar, Ümit Döleç, Adile Yatkın ve Aliye Demirezen’in ellerine sağlık. Sevgili Gökçen Adar, yemekte o akşam çok duygulandı ve “evimde gibiyim, sanki yemekleri de Annem yapmış gibi” dedi.



Gerçekten de bol soğanlı, pirinç, taze nane, dereotu, maydanoz ve domatesle çiğden yapılmış yaprak sarmaların tadına doyamadık. Yoğurtlu enginar, enginarlı pilav, ekşili kabak, bakla salatası, semizotu salatası… Mayalı hamurla yapılan ve ortasına tatlı lor konularak top şeklinde kapatılıp yağda kızartılan lokma böreği enfesti. Üzerine pudra şeker serpilerek servis edildi. Bursa, Kütahya gibi illerimizde Çatal tatlısı olarak da bilinen tatlıya çok benzeyen Kuru Tava Tatlısı da zeytinyağında kızartılmış olmasına rağmen son derece hafifti.


Midilli yemekleriyle yerel lezzetler şenliğinin sonuna gelmiştik. Ada köftesi, peynirli cevizli ezme, iç pilavlı börek, kabak çiçeği dolması ve Lor tatlısını tadarken Ayşe Yılmaz ve Havva Taylan hanımlarla da sohbet etme fırsatı bulduk. Ada köftesinin genellikle sabah kahvaltısı için yarı yarıyaekmek ve kıymadan yapıldığını söyleyen ada göçmeni hanımlardan kahvaltıda çay içme geleneğinin de olmadığını öğrendik. Midilli mutfağında kahvaltıda ceviz, incir reçeli, turunç, vişne reçeli tüketilirmiş. Ada köftesinin en önemli özelliği harcının biraz cıvık olması ve kaşıkla alınıp un bulunan tepside yuvarlanarak dışı unla kaplandıktan sonra yağda kızartılıyor olması. Tadı gerçekten de nefis, denemenizi tavsiye ederim.

Ülkemizin her köşesi ayrı bir cennet. Zengin tatlarımızı korumak, yaşatmak ve bizden sonrakilere aktarabilmek en önemli vazifelerimizden biri olmalı. Yemek ve sofra kültürü en temel ve en zengin ortak kültür olduğundan çok değerli. Kıymetini bilelim, yerel tatlarımızı yaşatalım. Bu güzel etkinlikle bir ilke imza atan Ayvalık Belediyesi’ne teşekkürler. Geleneksel hale getirilirse bir sonraki yıl katılımın daha çok olup kıyıda köşede kalmış yapılmayan ama büyüklerin bildiği daha fazla yemek tarifinin ortaya çıkaracağından eminim.

Ayvalık’ta çarşı turu ve gurmeko
Ayvalığın eski evlerini görmek üzere daracık sokaklarına tur attığımız sırada büyük bir çınarın altına tahta sandalyelerini atmış kahvehanenin önünde soluklanırken burnuma en fes taze ekmek kokusu geldi. Yanılmamıştım. Hemen yanımızda Ayvalık’a özgü peksimet, tatlı maya ekmeği yapan bir fırın vardı. Hepsi taptaze sıcacık çıkıyordu fırından. Ucundan bir parça kopardım sıcak sıcak. Nohut mayalı hamurları çok severim, çok beğendim tadını. Tam benlik! Devam ettik yürümeye ve Ayfer hanımın “Tarlakuşu-Gurmeko” adını verdiği şirin dükkanında kahve içmek üzere bir mola verdik. Sakızlı kahvesi meşhurmuş Ayfer hanımın. Tatmadan gitmek olmazdı. Organik ürünler, zeytinyağı sabunları, bitki çayları ve daha pek çok ürün satışı da yapılan mekanda dilerseniz bir masaya oturup çayınızı kahvenizi içebilirsiniz.
www.tarlakusu.com
adresini ziyaret etmenizde fayda var. Ayvalık’a yolunuz düşerse Cumhuriyet caddesinde bulunan mekana uğramadan geçmeyin.

Kuru Tava Tatlısı
Gerekli malzeme:
Hamur için:
1 yumurta sarısı
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı zeytinyağı
1 tutam tuz, 1 tutam şeker
Aldığı kadar un
Şerbeti için:
5 su bardağı tozşeker
4 su bardağı su
1 kaşık limon suyu

Hamur malzemesini yoğurup bezeler yapın ve baklava yufkası açar gibi açın. 2 parmak eninde uzunca şeritler kesip kendi etrafında döndürerek sarın. Zeytinyağında kızartıp soğuk şerbete atın. Ortalarına biraz susam serpip servis yapın.

Zeytinyağlı Ekşili Kabak
10-12 adet minik Girit kabağı
4-5 adet domates
5-6 diş sarımsak
2 kuru soğan
1 çay bardağı zeytinyağı, tuz, şeker
Üzerine taze dereotu
Soğanları piyaz doğrayın. Domatesleri soyup doğrayın. Sarımsakları dilimleyin. Zeytinyağında soğan, sarımsak ve domatesleri tuz ve şeker ilave edip rengi çıkana kadar pişirin. Kabakları ucundan dibine kadar ikiye kesin. Tencereye yerleştirip biraz su ilave edip pişirin. Servis etmeden önce üzerine biraz limon suyu sıkıp dereotu ekleyin.

Zeytinyağlı taze baklalı börülce
Gerekli malzeme:
1 kg taze börülce
1 çay bardağı zeytinyağı
3 kuru soğan
1 kase taze iç bakla
4 adet domates
5-6 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı şeker
2 su bardağı su
Doğranmış soğan, sarımsak ve domatesi tencereye koyup zeytinyağını ekleyin. Tuz ve şeker ilave edip domatesler suyunu bırakana kadar biraz pişirin. Baklaları ilave edin. Üzerine ayıklanmış börülceyi yerleştirin. Suyunu ilave edip hiç karıştırmadan önce hızlı ateşte, kayna başlayınca kısık ateşte olmak üzere 25-30 dakika kapağı kapalı olarak pişirin. Soğuyunca üzerine sızma zeytinyağı gezdirerek servis yapın.

Lor tatlısı(Şerbetli)
1 kg tatlı taze lorpeyniri
3 avuç un
3 yumurta
3 bardak su
3 bardak şeker
Lor peyniri, un ve yumurta yoğrularak hamur yapılır. Yumurta büyüklüğünde parçalar yuvarlanıp tepsiye dizilir. Kızarıncaya kadar sıcak fırında pişirilir ve çıkınca üzerine soğumuş şerbeti dökülür. Şerbetini çekince servis yapılır.

Tarlakuşu Basında